Uyuşturucu Ticareti Suçunda Kullanıcı Tespit Edilmediğinde Ne Olur?

1. Giriş

Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesi uyarınca uyuşturucu madde imal ve ticareti suçu, kamu düzenini ve toplum sağlığını doğrudan tehdit eden ağır bir suç tipi olarak düzenlenmiştir. Ancak uygulamada kimi zaman, uyuşturucu satıcısı olduğu iddia edilen kişi yakalanmakta, ancak bu kişiden madde aldığı öne sürülen kullanıcı şahıs tespit edilememektedir. Bu gibi durumlarda sanığın ticaret kastıyla mı hareket ettiği, yoksa kendi kullanımı için mi madde bulundurduğu tartışma konusu olmaktadır.

2. Ticaret Kastının Tespiti ve Kullanıcının Yokluğu

Uyuşturucu madde ticareti suçunun oluşması için failin uyuşturucu maddeyi satma, satılmak üzere bulundurma, verme, sevk etme, nakletme veya depolama eylemlerinden birini gerçekleştirmiş olması gerekir. Bu noktada “ticaret kastı” belirleyici unsurdur. Ancak kullanıcı şahsın hiç tespit edilemediği veya kaçtığı durumlarda, bu kastın nasıl yorumlanacağı önemli bir sorundur.

3. Kullanıcının Bulunmaması Tek Başına Yeterli Delil Sayılamaz

Yargıtay, birçok kararında kullanıcı kişinin tespit edilmemesinin, tek başına ticaret kastının varlığına karine oluşturamayacağını açıkça ifade etmiştir. Zira, TCK 188 kapsamında failin cezalandırılması için maddi delillerle desteklenmiş, kesin ve inandırıcı bir ticaret kastının bulunması gerekir.

4. Değerlendirme Ölçütleri

Yargıtay kararlarında ve doktrinde, kullanıcı tespit edilmediğinde aşağıdaki ölçütler dikkate alınarak failin kastı değerlendirilmektedir:

– Uyuşturucu maddenin miktarı: Çok fazla miktarda madde bulundurulması ticaret şüphesi doğurur.
– Paketleme şekli: Uyuşturucunun tek bir parça halinde mi, yoksa çok sayıda küçük paketler hâlinde mi olduğu önemlidir.
– Sanığın ifadesi ve çelişkiler: Sanığın maddeyi kendi kullanımına aldığını ileri sürmesi, diğer delillerle birlikte değerlendirilmelidir.
– Ele geçen materyaller: Hassas terazi, kilitli poşet, fiş, notlar gibi ticareti gösteren araç-gereçler varsa, ticaret kastı kuvvetlenir.
– Telefon ve mesaj kayıtları: Alıcıyla iletişim sağlandığını gösteren içerikler bulunması.
– Sanığın sabıkası: Özellikle uyuşturucu ticaretiyle ilgili geçmiş kayıtlar önem taşır.

5. Yargıtay’ın Emsal Kararı

Yargıtay 10. Ceza Dairesi, E.2019/8720 K.2020/1453 T.03.03.2020:

“Sanığın üzerinden ele geçen uyuşturucu madde miktarı kullanım sınırlarında olup tek parça hâlindedir. Alıcı kişi tespit edilememiştir. Dosyada, sanığın uyuşturucuyu ticaret kastıyla bulundurduğuna ilişkin kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığından, eyleminin TCK 191 kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, TCK 188 kapsamında mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.”

6. Sonuç

Uyuşturucu madde ticareti suçunda failin ticaret kastıyla hareket edip etmediği, somut olayın tüm özellikleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Kullanıcının tespit edilmemesi, tek başına TCK 188 kapsamında ceza verilmesi için yeterli olmayıp, bu durum sanığın lehine bir delil olarak değerlendirilebilir. Özellikle ticaret kastını ortaya koyacak objektif delillerin yokluğunda, failin eyleminin TCK 191 kapsamında değerlendirilmesi hukukun temel ilkeleriyle daha uyumludur.

Gaziantep Ceza Avukatları olarak sizlere bu konuda hukuki destek verecek uzman avukatlarımız ile görüşmek için iletişim sayfasından veya TIKLAYARAK ulaşabilirsiniz.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avukata Soru Sor
Call Now Button