💍 Resmî Nikah Olmadan Yapılan Evliliklerde Ayrılma Durumunda Tarafların Hakları
Toplumumuzda kimi zaman çeşitli nedenlerle — aile baskısı, maddi yetersizlik ya da sadece “nasıl olsa evliyiz” düşüncesiyle — çiftler resmî nikah kıymadan sadece dini nikahla bir araya gelmektedir. Ancak bu tür birliktelikler, hukuk önünde evlilik sayılmadığı için, ayrılık durumunda tarafların birbirine karşı herhangi bir yasal hak talep etmesi mümkün olmamaktadır.
⚖️ Kısacası, duygusal olarak evli olsanız da, devlet gözünde “birlikte yaşayan iki kişi” konumundasınız. Bu durum, özellikle kadınların nafaka, tazminat, miras ve mal paylaşımı gibi konularda büyük mağduriyetler yaşamasına yol açmaktadır.

⚖️ Resmî Nikah Nedir, Dini Nikah Nedir?
📜 Türkiye’de geçerli olan evlilik yalnızca resmî nikah ile kurulur. Bu, evlendirme memuru önünde yapılan, devletin tanıdığı ve hukuken geçerlilik kazanan evlilik türüdür. Türk Medeni Kanunu’na göre, resmî nikah olmadan yapılan birliktelikler hukuken evlilik sayılmaz.
🙏 Dini nikah ise, İslam hukukuna göre kıyılan ve genellikle imam tarafından yapılan bir nikah türüdür. Ancak unutulmamalıdır ki, dini nikahın tek başına hiçbir yasal bağlayıcılığı yoktur. Yani dini nikahla evlenmiş olsanız bile, devlet kayıtlarında “bekar” görünürsünüz.
💡 Bu farkın önemi, ayrılık durumunda ortaya çıkar:
Resmî nikahlı eşler boşanma, mal paylaşımı, nafaka veya tazminat haklarından yararlanabilirken; sadece dini nikahla birlikte yaşayan kişiler, (aile hukukundan kaynaklı hakları) hukuken birbirine karşı hiçbir hak talebinde bulunamaz.
💸 Ayrılık Durumunda Maddi Haklar (Nafaka, Mal Paylaşımı, Tazminat)
Resmî nikah olmadan kurulan birlikteliklerde taraflar, hukuk önünde “eş” sayılmazlar. Bu nedenle ayrılık durumunda, evli çiftlerde olduğu gibi boşanma, nafaka ya da mal paylaşımı talepleri doğmaz.
Ancak burada önemli bir ayrım var: “Eşe karşı” haklar yoktur ama “çocuğa karşı” haklar vardır. ⚖️
👩🦰 Yoksulluk Nafakası:
Bu nafaka türü, evliliğin sona ermesinden sonra, yoksulluğa düşecek olan tarafa ödenen destektir.
Ancak resmî nikah bulunmadığından, taraflardan biri ayrılıktan sonra yoksulluk nafakası talep edemez.
Yani “yıllarımı verdim, karşılığı ne olacak?” demek duygusal olarak haklı olabilir ama hukuken hiçbir karşılığı yoktur.
👶 İştirak Nafakası (Çocuğa Yönelik Nafaka):
Burada tablo tamamen farklıdır.
Eğer dini nikahla kurulan birliktelikten çocuk doğmuşsa, baba çocuğu tanımış veya açılan babalık davası sonucu soybağı kurulmuşsa, o çocuk hukuken korunur.
Bu durumda baba, resmî nikah olmasa dahi çocuğun giderlerine katkıda bulunmak zorundadır.
Mahkeme, çocuğun menfaatini gözeterek iştirak nafakasına hükmeder.
Yani nikahsız birliktelikten doğan çocuklar nafaka, velayet, miras ve kişisel ilişki gibi konularda devlet güvencesi altındadır.
🏠 Mal Paylaşımı:
Resmî nikahın yokluğunda taraflar “mal rejimi” korumasından yararlanamaz.
Birlikte yaşanan süreçte alınan mallar kimin üzerine kayıtlıysa, o kişinin malı sayılır.
Ancak bazı özel durumlarda, taraflardan biri diğerine önemli maddi katkı yapmışsa, katkı payı alacağı davası açılabilir.
Bu dava evlilikten değil, haksız zenginleşme veya fiilî ortaklık hükümlerinden doğar.
💥 Tazminat:
Resmî nikah olmadığından, ayrılık halinde “boşanma tazminatı” veya “manevi tazminat” istenemez.
Ancak taraflardan biri diğerine ciddi zarar verdiyse (örneğin dolandırdı, şiddet uyguladı, kandırdıysa), o zaman haksız fiil tazminatı gündeme gelebilir.
Bu istisnalar dışında, tarafların birbirine karşı yasal bir tazminat hakkı doğmaz.

👶 Çocukların Durumu ve Velayet Hakları
Resmî nikah bulunmasa da, çocuklar açısından hukuk asla “boşlukta” bırakmaz.
Türk Medeni Kanunu’nun temel ilkesi açıktır:
➡️ “Çocuğun üstün yararı her şeyden önce gelir.”
Bu nedenle, dini nikahla veya nikahsız birlikte yaşam sonucu doğan çocuklar, evlilik dışı çocuk olarak görülür ancak hak bakımından evlilik içi çocuklarla tamamen eşittir.
Yani çocuk, miras, nafaka, velayet ve kişisel ilişki bakımından aynı korumadan yararlanır.
🧬 Soybağı (Babalık Bağı) Nasıl Kurulur?
Eğer baba çocuğu nüfusuna alarak tanımışsa, zaten soybağı kurulmuştur.
Ancak baba tanımıyorsa, anne veya çocuk adına açılacak babalık davası ile mahkeme kararıyla soybağı kurulabilir.
Bu davada DNA testi en güçlü delildir.
Babalık hükmü kurulduğu anda çocuk, baba yönünden miras hakkı, nafaka hakkı ve soyadı kazanır.
👩👦 Velayet:
Nikahsız birliktelikte doğan çocukların velayeti doğumdan itibaren anneye aittir.
Baba, çocuğu tanıdıktan sonra velayet hakkını anneyle birlikte kullanmak veya kendisine verilmesini talep etmek isterse, mahkeme kararıyla bunu isteyebilir.
Ancak velayet konusunda nihai ölçüt her zaman çocuğun menfaatidir.
Yani mahkeme “kimin daha iyi ebeveyn olacağına” bakar, nikahın varlığına değil.
🤝 Kişisel İlişki (Görüş Hakkı):
Baba, çocuğun velayeti kendisinde olmasa bile, mahkeme kararıyla çocukla düzenli şekilde görüşme hakkına (kişisel ilişki hakkı) sahip olur.
Ayrıca baba, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkı sağlamakla yükümlüdür.
Bu da mahkemece belirlenen iştirak nafakası ile yerine getirilir.
📜 Sonuç:
Resmî nikahın olmaması anne-baba arasındaki hukuki hakları ortadan kaldırır ama çocuğun haklarını asla etkilemez.
Yani taraflar birbirine hiçbir borçlu sayılmazken, devlet çocuğun haklarını korumak için devreye girer.
📜 Yargıtay Kararları, Uygulama ve Sonuç / Öneriler
Yargıtay içtihatlarında yıllardır çizgi nettir:
➡️ “Resmî nikah olmadan kurulan birliktelikler, Türk Medeni Kanunu anlamında evlilik değildir.”
Dolayısıyla taraflar evli sayılmaz, birbirlerine karşı nafaka, tazminat, miras veya mal paylaşımı hakkı talep edemezler.
Ancak Yargıtay aynı zamanda çocuk açısından da son derece koruyucu bir tutum içindedir:
“Evlilik dışı çocuklar, evlilik içi çocuklarla her bakımdan eşittir.”
Bu kapsamda; babalık davası ile soybağı kurulması halinde iştirak nafakası, velayet ve miras hakları tamamen geçerlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin pek çok kararında, babanın çocuğa karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda nafaka ve kişisel ilişki kararlarının sıkı şekilde uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.
⚖️ Uygulamada Karşılaşılan Durumlar:
📍 Dini nikahla uzun yıllar birlikte yaşayan çiftlerde, özellikle kadınlar ayrılık sonrası ciddi mağduriyet yaşamaktadır.
📍 Mal paylaşımı veya emeğin karşılığı için “katkı payı alacağı davası” açmak dışında çoğu durumda talep imkânı bulunmamaktadır.
📍 Çocuk varsa, soybağı kurulmadan önce bile mahkeme geçici tedbir nafakası kararı verebilmektedir.
💬 Sonuç ve Öneriler:
✅ Resmî nikah olmadan yapılan evlilikler hukuken geçerli değildir.
✅ Taraflar arasında “eş” sıfatı doğmadığı için birbirlerine karşı hukuki haklar oluşmaz.
✅ Ancak çocuk doğmuşsa, devlet çocuğun menfaatini korur; babalık davası, iştirak nafakası ve velayet hakkı bu kapsamda tanınır.
✅ Dini nikah düşünen çiftlerin mutlaka resmî nikahlarını kıydırmaları, ileride yaşanabilecek hak kayıplarını önlemenin tek yoludur.
💡 Kısa ve Net:
Sevgiyle kurulan her birliktelik kıymetlidir, ancak hukuk sevgiyi değil belgeyi tanır. 📄
Resmî nikah, sadece bir formalite değil; geleceğin, emeğin ve hakların teminatıdır.

Bir yanıt yazın